Kişisel Web Sitesi

DUL KADIN VE YAHUDİNİN İMANI

Bir bayram arifesinde, dul bir kadın yanında babadan yetim kalmış çocuğu ile zengin bir hacının dükkânına girerek, Allah rızası için yardım istedi. Hacı fakir kadına yardım etmediği gibi: “Bıktım sizden nedir bu iş. Ben sizin için mi çalışıyorum. Defol şuradan” diyerek kovdu. Hacıdan hiç ummadığı bir şekilde cevap alarak kapı dışarı edilen kadıncağız, melül- mahzun […]

SEN KIZINI VERMEZSİN DE..

Kufe’de bir adam üçüncü Halife Hz. Osman için “Yahudi’ymiş” diye tutturmuştu. Herkes bunun asılsız olduğunu, imkânsız olduğunu söylüyor ama adam bir türlü ikna olmuyordu. Bu konu İmam-ı Azam’a da duyuruldu. “Adamı bu saçma inancından kimse caydıramadı, şunun la bir de siz görüşseniz” dendi. “Hay hay” dedi İmam-ı Azam, bir akşam kızına dünürlüğe diye adamın evine […]

ALLAH’I (C.C.) ZİKRETMENİN KARŞILIĞI

Adamın biri her zaman “Allah Allah” diye zikreder bu zikirden dolayı ağzı bal yemiş gibi tatlanırdı. Bir gün şeytan gelip : – “Ne durmadan Allah Allah deyip duruyorsun bunca zamandır Allah demene karşılık bir kerecik olsun Allah (c.c) “lebbeyk kulum.” dedi mi sana… Hiç sende utanma sıkılma yok mu? Daha ne kadar Allah deyip duracaksın?” […]

DAHA SIRA GELMEDİ

Sultan Mahmud Sebüktek’in (XI. y.yılın ilk yarısı) tarihte ilk Müslüman Türk devletlerinden biri olan Gaznelilerin en büyük ve en dirayetli hükümdarı idi. Tarihte ilk defa “sultan” adını kullanan Gazneli Mahmud Sebüktekin idi. İslam’ı yaymak için Hindistan’a 17 sefer düzenlemiş olan Sultan Mahmud din ve ilim ulularıyla görüşür, hiç erinmeden ziyaretlerine gider, onların tavsiye ve irşatlarına […]

BUNDAN DAHA BÜYÜK KERAMET NE OLABİLİR?

Türk asıllı mutasavvıfların en büyüklerinden birinin Aziz Mahmud Hüdayi olduğunda şüphe yoktur. Bugün Üsküdar’da adıyla anılan caminin avlusunda türbesi bulunan Aziz Mahmud Hüdayi, I Sultan Ahmed’in de mürşidi idi. Hükümdardan büyük saygı görüyor, kendi de hükümdarı seviyor ve sayıyordu. Arayı pek fazla uzatmadan birbirini ziyaret ederlerdi. Biri din ve maneviyatın ulusu, diğeri devletin ulusu bu […]

HOŞA GİDEN YORUM

 Aziz Mahmud Hüdayi ile I. Sultan Ahmed’in dostluklarının ilginç bir başlangıcı vardır. Sultan Ahmed tahta çıktıktan bir süre sonra bir rüyasında, Macaristan kralı ile mücadele ederken sırtüstü yere düştüğünü, kralın da üstüne çıktığını gördü.    Padişahın bu rüyasını gerek sarayda gerekse saray dışında makul bir yoruma bağlayan çıkmadı. Bunun üzerine padişaha bu rüyasını Üsküdar’da oturan, ünü […]

KÜÇÜK BİR ÇAMUR DENİZİ BULANDIRMAZ

Sultan I.Ahmed’le Aziz Mahmud Hüdayi birbirlerini o kadar sever sayarlar, birbirlerine o kadar bağlıdırlar ki, bu sevgi saygı ve bağlılıktan kaynaklanan birçok olay ilgili kitaplarda yer almıştır.    Sultan Ahmed, Şeyhi Aziz Mahmut’a bir hediye sunmak istiyordu. Mürşidinin kendisinden bu hediyeyi kabul etmesi onu çok mutlu edecekti. Sultan Ahmed bir gün kendine uygun gördüğü bir hediyeyi […]

ARTAN PİLAV

Yahya Baba , II. Bâyezîd Hân zamanında , Edirne Bâyezid Külliyesi’nin aşçılarından biridir. Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır.  Mübarek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salâvat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile suyunu Fatihalarla salar. Çoğu zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah’tan bereket arzular. […]

EĞRİ MİNARE

Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti. O gün gelince İstanbul’un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti. Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu.     Fakat bunlar arasında bulunan bir çocuk, “Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!” diye bağırıyordu. Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik görmüyordu. Çocuğun […]

HZ. PEYGAMBERİN SELAMI-HEKİMOĞLU ALİ PAŞA HİKAYESİ VE CAMİİ

Sultan III Osman’ın (padişahlığı 1754–57 yılları arası) sadrazamlarından Hekimoğlu Ali Paşa başarılı ve yetenekli bir devlet adamı, oldukça dindar bir kimse idi. Bu Ali Paşa zamanında bir tüccar iflas etmiş, bütün mal ve servetini kaybetmiş, üstelik bir de borca girmişti. Bu sıkıntılı durumda iken müracaat ettiği bütün eş-dost kapıları, bu durumdaki herkese yapıldığı gibi yüzüne […]