Kişisel Web Sitesi

İBRAHİM ETHEM’İN GÖÇÜ

İbrahim Edhem, geceleyin tahtında uyumaktaydı. Gözcüler, bekçiler de damda gürültü edip duruyorlardı.

Padişah, bekçilerin hırsızları ve kötü kişileri defetmelerini istemiyordu. Çünkü kendisinin adalet sahibi olduğunu, kendisine hiçbir kötülük gelmeyeceğini biliyordu, gönlü emindi. Muratları, dilekleri koruyan adalettir… Geceleyin damlarda sopalarını kakıp gezen bekçiler değil!

O iyi adlı, iyi sanlı padişah, bir gece tahtında otururken damda bir tıkırtı, bir hay huy duydu. Sarayın damında sert sert adımlar atılıyordu… Kendi kendine kimin ne haddine dedi. Sarayın penceresinden “Kim o… bu, insan olamaz, peri olmalı herhalde” diye seslendi.

Hiç görülmemiş bir bölük halk, damdan başlarını indirdiler… Dediler ki: Kaybımız var, gece vakti onu arayıp duruyoruz. İbrahim Edhem “Ne arıyorsunuz?” dedi. Dediler ki:

Develerimizi! İbrahim Edhem “Damda deve arandığını kim görmüş?” deyince, Dediler ki: “ Peki… Öyleyse sen taht üstünde oturur, padişahlık ederken Allah’ı bulmayı nasıl arıyor, nasıl umuyorsun?” İşte bu oldu, bundan sonra bir daha İbrahim Ethem’i kimse görmedi… Peri gibi insanların gözünden kayboldu! Kendisi, halkın gözü önündeydi ama manası gizliydi… Halk, sakaldan, hırkadan başka neyi görür ki? Kendi gözünden de kayboldu, halkın gözünden de… İşte ondan sonra zümrüdü anka gibi âlemde meşhur oldu.

Sen de Edhem gibi devlet ve saltanatı hemencecik terk et de ebedi bir saltanata eriş!

Bir Cevap Yazın