Kişisel Web Sitesi

ZİNCİRLE GELEN MİSAFİR-HACI BAYRAM VELİ VE AKŞEMSETTİN’İN TANIŞMALARI

Akşemseddîn müderrislik görevini bırakarak, Ankara’ya geldi. Rastladığı bir kimseye Hacı Bayram Veli’yi nerede bulabileceğini sordu. O da karşı sokakta yanında iki talebesiyle gezen bir zatı göstererek;

“İşte şu gördüğün, dükkân dükkân gezerek para toplayan kişi Hacı Bayram’dır.” dedi.

Akşemseddin’in yüzü buruştu, kalbi sıkıntıyla doldu. Demek meşhur veli Hacı Bayram, dükkân dükkân para topluyor, buralara kadar kendimi boşuna yormuşum diyerek oradan uzaklaştı ve meşhur veli Şeyh Zeynüddîn-i Hâfî hazretlerine talebe olmak gayesiyle Halep’e doğru yola çıktı. Günlerce yol alan Akşemseddîn, Halep’e bir konak mesafeye geldiğinde bir hana indi. Sabah, elleri yüzünde korku, şaşkınlık ve dehşet içerisinde uyandı. Hâlâ gördüğü rüyanın etkisi altındaydı. Sabah namazını eda eden Akşemseddîn, Halep yerine, tekrar geri Ankara istikametine döndü. Oysa Halep’e bir saatlik yol kalmıştı. Onu geri döndüren, Akşemseddîn hazretleri ile ilgili bir rüya idi ve hep bu düşün tesiri ile yürüyordu.

Rüyasında boynuna takılan bir zincir, Hacı Bayram’ın elindeydi. Akşemseddîn, Halep’e gitmek istedikçe, Hacı Bayram zinciri çekiyordu. Tam boğulmak üzere iken uyanmıştı. Rüya, tabiri gerektirmeyecek kadar açıktı. Akşemseddîn hızla Hacı Bayram’a gelirken; “Ne yaptım ben” diyerek kendi kendine söyleniyordu. Ankara’ya gelip, Hacı Bayram-ı Veli’nin dergâhına ulaşınca, onun talebeleriyle tarlada çalıştığını öğrendi. Hemen oraya koştu fakat Hacı Bayram hiç iltifat etmedi. Akşemseddîn, diğer talebeler gibi tarlada çalıştı. Yemek vakti gelince, Akşemseddîn’in yüzüne bakmadı. Hacı Bayram, hazırlanan yemeği talebelerine taksim etti, artığını da köpeklerin çanağına döktürdü. Akşemseddîn, bir onlara bir de kendine bakarak, nefsine; “Sen buna lâyıksın!” diyerek, köpeklerin önüne konan yemekten yemeye başladı. Hacı Bayram-ı Veli, onun bu tevazusuna dayanamayarak; “Köse, kalbimize girdin, gel yanıma!” diyerek gönlünü alıp sofrasına oturttu. Sonra;

“Zincirle, zorla gelen misafiri böyle ağırlarlar.” dedi. Akşemseddîn buna çok sevindi ve kendini onun irfan meclisine verdi.

Bir Cevap Yazın