NASIL YETİŞECEKSİN?
Sultan II.Mahmut Han zamanında bir zât, Ramazanda bazı ahbap ve tanıdıklarını iftara davet etmiş. Meşhur şair İzzet Molla da davetliler arasındaymış. Yatsı ezanı okunmuş, cemaatle namaza başlamışlar. İmamlık eden zât, namazı neredeyse iki secdeyi bir edecek kadar acele kıldırıyormuş. Çok kısa zamanda sonuncu rekatın tahıyyatına gelmişler. O aralık dışarıdan bir adam gelip namaz kıldıklarını görünce: […]
TİLKİNİN ORUCU
Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında bir geyik budunun asılı olduğunu görür. Açtır ama şüphelenir, kontrol edince tuzağı anlar. Çünkü geyik budu iple bir bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu ve yatan tilkiyi görür.Tilkiye sorar:”Napıyorsun dostum?” Tilki cevap verir:”Hiiçç…Yatıyorum.” -Burada bir but var. -Evet var. […]
HESABI OĞLUM ÖDEYECEK
Süper markette alışveriş yapmakta olan genç adam, kendisini takip etmekte olan yaşlıca bir hanımı fark eder. Kadını görmezlikten gelse de, Kadın dik dik bakmaya devam eder. Nihayet kasa önünde kuyruğa gelirler. Kadın Adamın bir kaç sıra önüne düşmüştür. “Özür dilerim” der Kadın”. Böyle dik dik bakmam sizi rahatsız etmiş olmalı. Üzgünüm. Ama geçenlerde ölen oğluma […]
YUMURTLAMADIM
Tanıdıklarından biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik’e göstererek fikrini sorar. Neyzen, beğenmediğini ifade edince, adam: “İyi ama, der. Siz hiç roman yazmadınız ki!” Neyzen Terfik su cevabı verir: “Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım.”
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
Amerika’lı iş adamı, bir Çinli’yle alay ederek sormuş: – Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek? Çinli, başını kaldırmadan cevap vermiş: – Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
ÇOK KONUŞMANIN ZARARI
Molla Câmi zamanında konuşmalarıyla herkesi usandıran bir adam yaşardı. Bir gün heyecanla Molla Câmi’ye gelir ve: -Üstadım, akşam rüyamda Hızır’ı gördüm, ağzıma tükürdü bu neye işaret eder acaba? Molla Câmi için fırsat doğmuştur şöyle cevap verir: Neye işaret ettiğini bilmem ama herhalde senin suratına tükürecekti, ağzın her zaman ki gibi açık olduğu için ağzına girmiştir.
TAKMA GÖZ
Peyami Safa, paragöz bir yayıncı ile romanlarının basımı hakkında konuşurken yayıncı sorar: – Üstad, benim gözlerimden birinin takma olduğunu biliyor muydunuz? – Evet biliyorum. – Peki hangisi? Peyami Safa, “İşte şu” diye takma olanı gösterir. Adam hayret ederek: – Yahu nasıl anladın? Takma olmayan göze o kadar benzer ki… – Daha insaflı bakıyor da ondan!
ÇOCUĞA BAK
Nükteleriyle büyük bir şöhret kazanan ve Keçecizâde Fuad Paşayla bile fıkra yarışına giren Hasırcızâde Mehmet bir gün atının üstünde, Gaziantep caddelerini dolaşmaya çıktığında elinde yoğurt kâsesi taşıyan bir çocukla karşılaşır. Ağanın canı çekmiş olacak ki kâseyi çocuğun elinden alır, taze yoğurdun üst tarafından biraz yer. Bu sırada çocuk ağlamaya başlayınca Hasırcızâde şöyle der: “Evlâdım ağlama! […]
PADİŞAHIN DALKAVUĞU
Padişahın biri patlıcan yemeğini çok severmiş. Bir gün yemekte; – “Şu patlıcan ne güzel sebzedir.” demiş. Dalkavuğu hemen: – “Haklısınız Sultanım. Bu patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, yemeğe doyamazsınız.” diye methiyeler düzmüş. Derken birkaç gün sonra yemekte yine patlıcan varmış. Padişah o gün tersinden kalkmış. – “Ne bu […]
ŞEYTANA ÖDETTİN!
Yaşlı bir kadın, her sabah erkenden kalkar, kapının önüne çıkar ve yüksek sesle:” Allah’ım verdiğin nimetler için Sana şükürler olsun.” Diye dua edermiş. Yan tarafta ki ateist komşusu da dışarıya çıkar ve aynı seviyede:” Allah yok kadın, Allah yok!” Dermiş. Yaşlı kadın ne kadar sinirlense de bir şey demez her gün bu sahne tekrarlanırmış. Bir […]