Kişisel Web Sitesi

ZALİME KARŞILIK VER Kİ, AZABA UĞRAMASIN

Erzurum’un büyük velisi, İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken, İsmail Fakîrullah (k.s.) hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun önemli bir devresini, Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:
– Çekil bakayım önümden be çocuk! Diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak, atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken, atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. İbrahim Hakkı hazretleri, testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır. Bu esna at da, üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve:
– Çeşmeden su alırken, atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken, testimi de tepeletip kırdırdı! Der. Hocası sorar:
-Testini kıran atlıya, sen bir şey söyledin mi?
– Hayır, hiçbir şey söylemedim.
– Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle, der.
İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:
– Benim testimi niye kırdın zalim adam? Diyemez.
Dönüp geldiğinde, hocası Fakîrullah hazretleri sorar:
– Ona bir şeyler söyleyebildin mi?
– Söyleyemedim efendim; niyetlendim ama bir türlü dilimi çevirip de, ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:
– Çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket olacak!
İbrahim Hakkı hazretleri, bu defa kararlı olarak koşup, çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmail Fakîrullah hazretlerine, bu kötü durumu anlatır. Hocası bu hâle üzülür:
– Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! Der. Huzurundakiler, bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük veli şöyle izah eder: “O atlı adam, İbrahim Hakkı’ya zulmetti. Zulme uğrayan da, tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zalimi Allah’a havale etti. Allah Teâlâ’nın da gayretine dokunup, zalimi cezalandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!”

Bir Cevap Yazın