Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
EVLENİLECEK HANIM | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

EVLENİLECEK HANIM

Hazreti Ömer zamanında da kadılık yapmış olan meşhur, Kadı Şüreyh’e bir gün bir genç gelerek evlenmek istediğini ve fakat evleneceği kadının tahsilli ve şehirli olmasını istediğini bildirerek nasihatte bulunmasını istedi.

Kadı Şüreyh, o gence Müslüman’ın evinin cennet olduğunu ve Hazreti Resûlüllah’ın böyle buyurduğunu naklederek başından geçen evliliği şöyle anlattı:

-Gençtim, artık evlenme zamanımın da geldiğini düşünmeye başlamıştım. Bir gün Beni Mahzun kabilesinin çadırlarının önünden geçerken bir kız görüp, ona talip oldum. Kız babası kısa bir tetkikten hemen razı olup işi bitiriverelim dedi.

Kısa zamanda düğünler yapıldı, dualar edildi ve evlilik hayatına ilk adımımızı atmış olduk. Fakat çok geçmeden beni bir pişmanlıktır almıştı. Çünkü ben bu bir köylü kızıdır, üstelik tahsil de görmemiş, bununla ben nasıl geçinebilirim diye düşünüyor bu kararımdan dolayı son derece pişman oluyordum.

Çok geçmeden bizim hanım bir gün bana şu sözleri söyledi:

— Efendi! Sen âlim ve şöhret sahibi bir kimse imişsin. Ben ise yaylalarda gezen şehir hayatından anlamayan bir köylü kızıyım. Aslında sen kendine göre bir evlilik, ben de kendime göre bir hayat kurmalı idim, ama kader bizi birleştirdi. Cenabı Allah benim gibi bir köylü kızını senin gibi bir şöhretli alime nasip etti. Şimdi sen bana benim bilmediğim tarafları anlat ki, ben onlara dikkat edeyim, mesela; senin evine benim sülalemden kimler gelebilir, senin akrabalarından kimleri misafirliğe alayım, kimleri kabul etmeyip onlara karşı soğuk davranarak eve gelmelerine mani olayım dedi.

Ben kadının bu anlayışı karşısında düşündüklerimden dolayı pişman olup:

— Hatun sen bana öyle şeyler söylüyorsun ki, eğer bunları hakkiyle yaparsan beni bahtiyar edeceksin, dedikten sonra:

— Dindar olmayan hiçbir kimseyi eve almayacaksın, dindar olanlardan da senin tarafın çok gelmesin, benim tarafımdan ise; şu, şu şahıslar gelmesinler, şunlar ise hiç gelmesinler diye gerekli talimatı verdim. Tam bir sene huzur içinde yaşadım. Bir sene sonra fetva dairesinden eve döndüğümde evde son derece mütesettire bir hanım görüp kim olduğunu sordum. Hanım, annesi olduğunu söyledi. Kayın validem olduğunu öğrenince elimden gelen hürmeti esirgemedim. Bir müddet sonra kayın validem bana:

—Oğlum, hanımından memnun musun? Diye sordu. Ben:

—Allah senden razı olsun, kızınızdan çok memnunum. Bu zamana kadar hiçbir şikâyetim olmadı, diyerek memnuniyetimi izhar ettiğimde, kayın validem bana şunları söyledi:

— Oğlum kızımdan tabii ki memnun olacaksın. Çünkü biz onu cennette büyüttük. Evimiz Resûlüllah’ın bildirdiği gibi bir cennetti. Kur’an ahlakından başka bir şey öğretmedik ona… Yine de sen hanımın üzerindeki otoriteni eksik etme! Çünkü kadınlar iki sebepten hemen şımarıverirler: Birincisi ona olan sevgini yüzüne söylediğinde, ikincisi ise bir hayırlı evlat dünyaya getirdiklerinde.

Bir Cevap Yazın