Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
BİR BOSTAN BEKÇİSİ | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

BİR BOSTAN BEKÇİSİ

Evliyanın büyüklerinden İbrahim bin Edhem k.s. Hazretleri anlatıyor:
 Babam Horasan ‘ Belh hükümdarlarındandı. Bir gün atına binip ava çıkmıştım. Önüme çıkan -tilki veya tavşan- bir hayvanı kovalıyordum. Arkadan bir ses duydum:
– Ey İbrahim, sen bunun için yaratılmadın, bununla emrolunmadın!

    Sağa-sola bakındım, fakat kimseyi göremedim. Aynı sesi daha açıktan, sonra da pek yakından yine iki kere duydum. Bu sefer durdum ve dedim ki: Bu bana Allah’tan bir uyarıdır. Vallahi bugünden sonra Rabbime isyankârlık yapmam.

    Atımı sürüp babamın bir çobanına geldim. Onun çoban elbisesini aldım, kendi kıymetli elbiselerimi ona bıraktım. Dağları, ovaları aşarak yürüdüm; Irak ülkesine ulaştım. Oralarda günlerce işçi olarak çalıştım. Fakat helal kaygısından hiçbir şey bana huzur vermiyordu.

    Bazı olgun kişiler, safi helal kazanç için Şam ve Tarsus tarafına gitmemi tavsiye etmişlerdi. Oralara gittim. Tarsus’ta iken nice günler bostanlarda bekçilik yaptım. Bir gün bostan sahibinin arkadaşları gelmişti. Adam dedi ki:

    – Ey bağ bekçisi! Git de narların en iyisinden biraz getir.

    Bir miktar nar getirdim. Adam narı kesince, ekşi olduğunu gördü. O zaman dedi ki:

    – Sen bunca zamandır bahçemizde bekçisin; meyve ve narlarımızdan da yiyorsun. Tatlıyı ekşiden ayıramıyor musun?

    — Vallahi ben meyvelerinizden bir şey yemedim, tatlısını da ekşisinden ayıramam!

    Adam şaşkın bir edayla bana şunu söyledi:

    – Hayret bir şeysin yahu! Sen İbrahim Edhem olsan, bundan fazla olmazdın.

    Ertesi gün bu haber halk arasında yayılıverdi. Meraklı insanlar, gruplar halinde bahçeye akın etti. Gelenlerin çoğaldığını görünce, ben bir yanda saklandım. İnsanlar bahçeye dolarken, aralarından sıyrılıp kaçıverdim…

 

Bir Cevap Yazın