Kişisel Web Sitesi

ENGİNAR

Enginar Eski çağlarda her derde deva olarak kabul edilen, ilaç niyetine tüketilen Mineral ve vitamin bolluğu açısından zengin bir sebze. Ülkemizde de bol miktarda yetişen enginarın yerli çeşitlerinden başka Bayrampaşa, Darıca, Sakız enginarları sayabilir. Ağırlıklı olarak Ege’de yetişen enginarın küçük göbek ve geniş çanaklı tipleri bulunuyor. Büyük kentlerde enginarların Bayrampaşa olarak adlandırılan olgunlaşmış geniş çanaklı tipi, ayıklanmış ve soyulmuş halde satılıyor. Türkiye’de enginar en çok zeytinyağlı olarak tüketiliyor. Ege bölgesinde enginar çoğunlukla çok tazeyken kabukları ile pişiriliyor. Bu körpe kabuklar da yeniyor. Diğer bir şekli de bebek enginar olarak tümünün pişirilmesi. Ama bu hali ülkemizde hemen hemen hiç kullanılmıyor. Bazı ülkelerde ateşin közünde bütün olarak pişiriliyor. Doğu Akdeniz ve Afrika kıyılarında özellikle etli çeşitleri de mutfaklarda yer alıyor. Batı Akdeniz ve Avrupa’nın iç kesimlerinde ise çoğunlukla küçük ve körpe enginarların konservesi yapılıyor, salata ve garnitür olarak tüketiliyor.Karaciğerin ve kalbin büyük dostu olan bu enginarı doya doya mevsiminde yemek gerekir diye düşünüyorum. Yemeğini yapması aslında çok zor olmayan bu sebze için bir takım küçük ayrıntılara dikkat edilirse çok lezzetli olduğunu görebiliriz.
Bizde en çok Ege bölgesinde bilinen bu sebze aslında Akdeniz ülkelerinin tümünde pişiriliyor. Satın alırken olabildiğince küçük olanları seçmenizi öneririm. Enginarın çanağı küçüldükçe içindeki kılçıklar azalıyor. Enginarı soyulmuş olarak alıyorsanız satıcının soyulmuş enginarları limonla ovması ve yine limonlu su dolu bir torbaya koyması gerekir. Hemen limonlu su dolu bir kaba atmak kararmaması için gereklidir. Piştikten sonra da üzerine biraz dereotu serpmek unutulmaması gerekenlerdendir. İsteğe bağlı olarak enginarın taze sap kısımları içine doğranırsa değişik bir tat verir.

Bol miktarda potasyum, kalsiyum ve manganezden başka A, B1 ve C vitaminleri içeren enginarın en büyük özelliği karaciğeri temizlemesi ve safranın kolay akışını sağlaması. Romatizmalılara salık verilen enginar, unlu yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırdığı gibi idrar söktürücü özelliğe da sahip. Diyet yapanlar için göz ardı edilemeyecek olan enginarın 100 gramı 53 kalori. Tam da mevsimi gelmişken lezzet denemeleri yapmak elinizde. ‘’Ender
Saraç’’ okuduğum bir yazısında ‘’her yıl tam bu zamanlarda 40 gün birer adet enginar yenilmesini ve yapraklarını kaynatarak birer bardak 140 gün içilmesini’’ öneriyor. Sinir hastalıkları, romatizma, skorbit hastalıklarında çok iyi sonuçlar alındığı Enginarın afrodizyak özelliği çok eski devirlerden beri biliniyor. Karaciğer ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlıyor. Karaciğerdeki öd üretimini tetikleyerek fazla alkolün işlenmesini kolaylaştırıyor. Dolayısıyla alkolün karaciğere çok fazla zarar vermesinin de önüne geçiyor, antioksidanlar, karaciğer çevresindeki hücrelerin yıpranmasını engelleyerek hastalıkları önlüyor. İçeriğindeki luteolin maddesi sayesinde kötü kolesterol LDE’ yi düşürüyor. İyi kolesterol HDL’ yi yükselterek de kalbi koruyor. Karın ve mide ağrılarına iyi geliyor. Yalnızca enginar yemek dahi kan şekerini dengede tutarak sık sık acıkmayı önlüyor ve diyabetle savaşıyor.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da emzikli annelerin, böbrek ve mesanesinde iltihap olanların bu bitkiden uzak durmaları gerekiyor.

Ülkemizde enginarın pilavı, etlisi, zeytinyağlısı, iç baklalısı yapılıyor. Fakat başka bir çok pişirme yöntemleri de yaratılabilir. Enginarları ayıkladığını ve limonla ovup limonlu suda bekletmek gerektiğini mutfakta iş yapan kişiler bilirler. Garnitürü için bezelye, havuç ve isteğe bağlı küp şeklinde doğranmış patatese ihtiyaç vardır.

Bir Cevap Yazın