MESNEVİDEN HİKAYELER
HÜDHÜD İLE KARGA
Hz. Süleyman (a.s) bir gün büyük bir çadırı kurunca bütün kuşlar gelip hünerlerini birer birer sayıp dökmeye başladılar. Her biri hünerini anlatıyor, sonra diğeri geliyordu. Nihayet sıra Hüdhüd kuşuna geldi. Hüdhüd : – “Ey ulu padişah, dedi. Ben size küçük bir hünerimden bahsedeceğim.” Hz. Süleyman : – “Buyur söyle seni dinliyorum.” deyince Hüdhüd. —Yükseklerde uçarken […]
AZRAİLİN TUHAFINA GİDEN ŞEY!
Bir gün bir adam koşarak Hz. Süleyman (a.s) huzuruna girdi. Yüzü sararmış, dudakları morarmıştı, adam tir tir titriyordu. Adamın bu halini gören Hz. Süleyman sordu : – “Sana ne oldu nedir bu halin?” dedi Adam soluk soluğa cevap verdi : – “Azrail bana çok tuhaf bir nazarla, hatta hışımla baktı. İçime tarifi kabil olmayan bir […]
GERÇEK AŞK
Ey dostlar! Bu hikayeyi dinleyiniz. Hakikatte o bizim bu günkü halimizdir Bundan evvelki bir zamanda bir padişah vardı. O hem dünya, hem din saltanatına malikti. Padişah, bir gün hususi adamları ile av için hayvana binmiş, giderken ana caddede bir halayık gördü. O halayığın kölesi oldu. Can kuşu kafeste çırpınmaya başladı. Mal verdi o halayığı satın […]
İMANI OLMAYANIN HAYRI
Cüneyt-i Bağdadî (k.s.) bir kış gününde bir Mecusi’nin kuşlara yem dağıttığını görür ve aralarında şöyle bir konuşma geçer: – Sen hayır yapıyorum diye kendini boşuna aldatıyorsun. Allah evvelâ imanı farz kılmış, geri kalan hayır-hasenatı ondan sonra emretmiştir. İman etmedikçe senin bu yaptığın iyilik Allah indinde makbule geçmez – Ben de biliyorum kabul olunmayacağını. Fakat Allah […]
DELİNİN VELİYE TAVSİYESİ
Beyazıd-i Bestamî hazretleri. Bir gün tımarhanenin önünden geçiyor. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla bir şeyler dövdüğünü görüyor: – Ne yapıyorsun? Hizmetçi: – Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum. — Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? — Hastalığını söyle. — Benim hastalığım günah hastalığı… Çok günah işliyorum.. — Ben günah hastalığından anlamam… Ben delilere ilâç hazırlıyorum.. Parmaklığının […]
ELİNİ DEĞİL, AYAĞINI UZATMIŞ
İbrahim Paşa, Şam’da bulunduğu bir gün, Emeviyye Camii’ne gider. O sırada, içerde Şam’ın büyük âlimi Şeyh Saîd el-Halebî (rh.), cemaate ders anlatmaktadır. İbrahim Paşa gelip, Şeyh Sait’in yanına oturur. Ayaklarını uzatmış olan Şeyh, Paşa gelmesine rağmen hiç aldırış etmez. Bu vaziyet İbrahim Paşa’yı çok kızdırır ve hemen camiden ayrılır. Paşa köşküne geldiğinde, dalkavuklar etrafını çevirerek, […]