Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
FIKRALAR | Niyazi KAPTAN | Page 2

Kişisel Web Sitesi

FIKRALAR

FATİH SULTAN MEHMET VE DİLENCİ

Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca: -Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi? Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci: -İkimiz de Hazreti Ademin çocukları değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz. Sultan Fatih: -Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer […]

HANGİ BORÇ

III. Mustafa’nın veziri Koca Ragıp Paşa’nın konağında bir Ramazan günü oruç üzerine sohbet yapılıyordu. Ragıp Paşa, orada bulunanlardan Şair Haşmet’e: – Haşmet! Senin de borcun var mı? diye sorunca, Haşmet: – Evet efendim! diye cevap verdi. Mahalle bakkalına bin kuruş, kasaba beş yüz kuruş. Ragıp Paşa gülerek: – Onu sormuyorum yahu, dedi. Oruç borcun var […]

CAİZE

Şair Ebu Dellame ile Halife Mehdi arasında şöyle bir vakıa geçmiştir: Ebu Dellame, Abbasi hükümdarlarına bir kaside takdim eder. Halife kasideyi pek beğenir: – Sana bu kasiden için ne caize vereyim? – Efendimiz bendeniz bir av köpeği isterim. – Bu kadar güzel, bir kasidenin caizesi bir av köpeği olur mu? – Efendim kulunuz böyle istiyor. […]

UYANIK ASKER

Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de genç kız trende ayni kompartımanda yolculuk etmektedir. Tren bir tünele girip kompartıman karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve ardından SIIRRRRAAAK ! diye bir tokat sesi duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın “Aferin genç kıza nasıl yapıştırdı tokadı” diye düşünmekte ve kafasını sallamaktadır. Genç kız […]

KESİNLİKLE

80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam “harika,18 yaşında bir karım var ve benden hamile” der. Doktor birkaç dakika düşündükten sonra adama döner ve “sana bir hikâye anlatacağım” der. “Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş fakat bir gün dalgınlıkla tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş, […]

ATA SÖZLERİNDEKİ TEZATLAR

1. ‘damlaya damlaya göl olur’ / ‘taşıma suyla değirmen dönmez’ 2.. ‘iyi insan lafın üstüne gelir’ / ‘iti an çomağı hazırla’ 3.. ‘bir elin nesi var iki elin sesi var’ / ‘nerde çokluk orda bokluk’ 4.. ‘fazla mal göz çıkarmaz’ / ‘azıcık aşım ağrısız başım’ 5.. ‘ kervan yolda düzelir’ / ‘ balık baştan kokar’ […]

UYANIK HIRSIZLAR

Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların daldığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi; – “Dikkat! Karpuzlardan birine zehirli siyanür enjekte edildi”. Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken […]

TEMEL GEZİDE

Temel aşk gemisinde elinde viski, yanına bir Amerikalı oturmuş, o da bir viski söylemiş Sohbete Başlamışlar. Temel: – ‘Penum faprigalarum, sanayi desislerum varidu. Pir Yangın çiktu hebisi pirden yandı. Haçan kalem de sikortadan parayi aldum; tekrar uğraşacak takadim kalmadu, yiyip içup kezeyrum ‘ demiş. Amerikalı: – ‘Benim de OKYANUS kenarında sahil boyunca bir restoran zincirim […]

MAZGALA DÜŞEN BİJONLAR

“Arabanın lastiği tam tımarhanenin önünde patlar. Adam arabayı kenara zor yanaştırır. Sonraki işlem malum… Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, Bijonlar görünmüyor bile. Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker. Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden […]

MAVİ BONCUK

Nasrettin Hoca’nın iki karısı varmış. Bir gün birini bir kenara çekip kendisine mavi bir boncuk vermiş: – Al bunu sakla; sakın ortağına/kumana bir şey söyleme! Demiş. Bir başka zaman da ötekine aynı şeyi söylemiş. Bir gün kadınlar, Nasrettin Hoca’nın hangisini daha çok sevdiği hususunda bahse ve münakaşaya girmişler. Anlaşamayınca, meseleyi Nasrettin Hoca’ya sormuşlar. – Efendi, […]

Previous Posts Next posts