SULTAN MAHMUD VE BASİT BİR TERCİH
İlk Müslüman, Türk Devletlerinden biri olan Gazneliler Devletinin, en büyük ve değerli hükümdarlarından biri olan ve tarihte ilk defa “Sultan” adını alan “Sultan Mahmut”, İslamı yaymak için Hindistan’a, on yedi sefer düzenlemişti. İşte bu seferlerden birinde, çok şiddetli bir direnme ile karşılaşmış, zafer kazanacağından şüpheye düşmüştü. Tam bu zor durumdayken, Allah’a şöyle yalvardı:
– Ey Rabbim, bu savaştan galip çıkarsam, aldığım bütün ganimetleri yoksullara dağıtacağım.
Neticede, Sultan Mahmut galip geldi ve çok kıymetli ganimetlere sahip oldu. Gazne’ye döndüklerinde, elde ettikleri bütün ganimetleri yoksullara, muhtaçlara dağıtmaya başladı fakat bazı vezir ve komutanlar araya girip,
– Aman Sultanım, ne yapıyorsunuz? Bunca değerli ganimetler, altınlar, inciler fakir fukaraya dağıtılır mı? Hem onlar bunların kıymetini ne bilecek? Üstelik devletin hazinesinin bunlara ihtiyacı var.” diyorlardı. Sultan Mahmut bunu, Allah’a verdiği sözün gereği olarak yaptığını, kendisi için bir adak olduğunu söyledi. Adamları yine itiraz ettiler:
– “Efendimiz önemsiz olanları dağıtın, değerli olanları hazineye ayırın. Bütün memleketin bunlara ihtiyacı var” diyerek, Sultan Mahmut’un kafasını karıştırırlar. O zamanda Gazne’de yaşayan, doğruyu ve hakikati, kellesi pahasına söylemekten çekinmeyen, âlim ve fazıl büyük bir zat vardı. Sultan Mahmut onu çağırtıp, durumu anlattı ve fikrini sordu. O büyük zat şöyle dedi:
– Sultanım, bunda kararsızlığa düşecek bir taraf yok. Çok basit bir tercih karşısındasınız. Eğer, Allah’a bir daha işiniz düşmeyecekse, hemen adamlarınızın dediğini yapın, ganimetleri hazineye koyun. Fakat Allah’a tekrar işiniz düşecekse, verdiğiniz sözü tutun, adağınızı yerine getirin, ganimetleri yoksullara dağıtın.
İÇKİ İÇENLERE SOPA VURULSUN NECMÜDDİN-İ KÜBRA, ALLAH’I BİLMEYE YÜZ DELİL ARARSIN