Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
ARTAN PİLAV | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

ARTAN PİLAV

Yahya Baba , II. Bâyezîd Hân zamanında , Edirne Bâyezid Külliyesi’nin aşçılarından biridir.
Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır.
 Mübarek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salâvat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile suyunu Fatihalarla salar.
Çoğu zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah’tan bereket arzular. Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tuna nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprübaşında toplanırlar.

Kilerci, bakar pilav artıyor; pirinci aşçıya az vermeye başlar.
Ama Yahya Baba bir kere bile “Bu pirinç yeter mi?” demez.
Kilerci şaşkındır. Her gün pirinç miktarını biraz daha kısar ama pilav azalmaz, aksine çoğalır. Yine herkes doyar, Tuna’nın balıkları bile nasibini alırlar.
 Kilerci, bunu izah edecek tek kelime bilir:
 “Bu bir keramet!”
Çok dener ve emin olunca Padişaha çıkar.
“Bu Yahya Baba boş değil sultanım der, hâlbuki biz ona amele muamelesi yapıyoruz.”
 Bâyezîd-i Veli gönül ehlidir ve aşçı ile tanışmak ister.
Kilerci ile bir plan yaparlar. O gün Yahya Baba’ya çok az, hatta gülünç denilecek kadar az pirinç verilir. O her zamanki gibi okur, âlemlerin Rabbi’nden Halil İbrahim bereketi diler. Pilavı çok lezzetli olur, üstelik kazanlara sığmaz.
Yahya Baba artanları yine yüklenir, Tuna’nın yolunu tutar. Tam kepçeyi daldırıp balıklara atarken Padişah ortaya çıkar.
“Ne oluyor bre der. Yoksa devlet malını israf mı edersin?”
Yahya Baba tutulur kalır. Ancak balıklar kafalarını sudan çıkarıp;
 “Ayıp olmuyor mu sultanım derler. Koca devletin artığını bize çok mu görüyorsun?”
 Yahya Baba öylesine mahcup olur ki, anlatılamaz.
Utancından secdeye kapanır, Allah’a sığınır.
 Bâyezîd-i Veli onun kalkmasını bekler ama geçmiş ola. Mübarek çoktan ruhunu teslim edip kavuşmuştur rahmet-i Rahmana…

Bir Cevap Yazın