Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
ACELE ŞEYTANDANDIR | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

ACELE ŞEYTANDANDIR

Allah Resûlü’(sas)nün her sabah namazından sonra tekrarladığı dualardan biri şu mealdeki dua idi: 

“Allah’ım, imanı bize sevdir ve onu kalplerimizde güzelleştir, gönüllerimizi onunla donat; küfre, fıska ve isyana karşı içimizde tiksinti uyar ve bizi rüşte ermişlerden, doğru yolu bulmuşlardan eyle.”

Aslında bu dua, Hucurât suresinin 7. ayet-i kerimesinden alınmıştır.

Müfessirlere göre, söz konusu ayet, Benî Mustalik kabilesiyle alakalı bir haber üzerine gelişen hadiseler münasebetiyle nâzil olmuştu. Mustalik oğullarının zekat vermeye yanaşmadıkları ve Peygamber Efendimiz’(sas)le savaşmak için hazırlık yaptıkları şeklinde bir haber ulaşmıştı müminlere.

Bu haber karşısında çok heyecanlanan bazı sahabiler hemen saldırıya geçmek gerektiğini söylemiş ve âsilerin çabucak cezalandırılmaları istikametinde görüş beyan etmişlerdi.

Aslında o birkaç sahabinin bu fevrîlikleri, Allah’ın dinine bağlılıklarından, kalplerindeki iman aşkından, küfre ve isyana karşı duydukları öfkeden dolayıydı.

Mustalik oğullarının, Allah Rasûlü (sas)nün emrine itaat etmediklerini ve zekat vermeye yanaşmadıklarını duyar duymaz, gönüllerindeki din gayretiyle hemen ayağa kalkmış ve Rasûlü-ü Ekrem’e isyan eden bu kabileyle savaşmak üzere yola koyulma niyetlerini izhar etmişlerdi.

Fakat, Allah Rasulü (sas)onların savaş isteklerini hemen kabul etmemiş, önce durumun incelenip haberin doğru olup olmadığının tespit edilmesi lazım geldiğini söylemiş ve bu vazife için de Hazreti Halid’ i görevlendirmişti.

Hazreti Halid (radiyallahu anh) gece vakti Benî Mustalik mahallesine varmış, gözcülerini onların arasına göndermiş ve kendisi de etrafı kontrol etmişti.

Gözcüler geri dönünce, Mustalik oğullarının İslam’a bağlı olduklarını, onların ezanlarını duyduklarını ve namazlarını gördüklerini haber vermişlerdi.

Sabah olunca Hazreti Halid (radiyallahu anh),  bizzat Mustalik oğullarına gitmiş; onların katiyen isyan etmediklerini, biatlarını koruduklarını, zekatı bir vazife bildiklerini ve onu îfâ etmeye gönülden razı olduklarını görmüştü.

Şahit olduğu manzara karşısında çok memnun kalan Hazreti Halid durumu Rasûlullah’a (sas) iletince,

Peygamber Efendimiz(sas);“Tedbirli davranmak Allah’tan, acele ise şeytandandır.” buyurmuştu.

İşte, bu olayın akabinde hükmü kıyamete kadar kalacak ve benzer meselelerde Müslümanlara hep ışık tutacak olan söz konusu yukarıdaki ayet indirilmişti.

Bir Cevap Yazın