Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
30 YILLIK EKMEK | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

30 YILLIK EKMEK

Şeyh Ebu Said Ebu’l Hayr, daha henüz küçükken babası onu almış Cuma namazına götürürken, yolda zamanın manevi reisi Şeyh Ebu’l Kasım Hazretlerine rastladılar. Şeyh, çocuğun babasına:
– Bu çocuk kimindir? Diye sordu. O da:
– Bizdendir ya Şeyh! Dedi.
Şeyh onların yüzüne bakarak, gözleri yaşardı. Sonra da babasına:
– Ya Ebu’l Hayr, bizim dünyadan gitme zamanımız gelmiş fakat makamı boş görerek üzülmüştüm. Şimdi senin çocuktan, öyle anlıyorum ki, Müslümanlar istifade edecek derecede, manevî kabiliyet var. Cuma namazından sonra bu çocuğu, bizim eve getir, dedi.
Namazdan sonra çocuk ve babası, Şeyhin evine gittiler. Dergâhına girdiler… Dergâhta, kışlık yiyeceklerin konduğu yüksekçe bir yer vardı. Şeyh, oraya bir ekmek koymuştu. Çocuğun babasına:
– Oğlunu omzuna al da, o yukarıdaki ekmeği indirsin, buyurdu.
Babası, oğlunu omzuna alıp kaldırdı. Çocuk elini uzatıp, 30 yıllık ekmeği aldı ve yere inip, Şeyhe verdi. Ekmek sıcacıktı.
Şeyh Ebu’l Kasım Hazretleri, ekmeği aldığı zaman gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Ağlayarak ekmeği ikiye böldü, bir parçasını çocuğa verdi. Bir parçasını da kendi yedi. Babasına hiç vermedi.
Çocuğun babası:
– Ya Şeyh! Bu arpa ekmeğinden, bir parça da bize nasip olmayacak mı? Dediğinde, Şeyh:
– Ya Ebu’l Hayr! Otuz senedir, bu ekmek orada durmakta idi. Bana, bu ekmek kimin elinde, fırından yeni çıktığı gibi sıcak olursa, ondan âlemin istifa edeceği vaat edildi. Bu vaadin tamamı, senin oğlunda olsa gerektir. O zatın senin oğlun olması, şeref olarak sana yetmez mi? buyurdu.

Bir Cevap Yazın