Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
BURASI CENNET | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

BURASI CENNET

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın.
Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu :
– “Af edersiniz… Burası neresi ?”
Kadın ona gülümsedi :
– “Burası Cennet, efendim.”
Adam bunun üzerine sevinçle “Harika.” dedi.
—Peki, bana biraz su verebilir misiniz, gerçekten çok susadım.”
Kadın cevap verdi :
– “Tabii efendim, içeri girin… İçerde dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz…”
Böylece adam köpeğine döndü…
—Hadi oğlum içeri giriyoruz” diyerek kapıya yürüdü…
Ama kadın onu birden durdurdu :
– “Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez… Hayvanları içeri almıyoruz…”
Bunun üzerine adam bir an durdu. Düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular…
Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı… Adam sordu :
– “Af edersiniz… Bana biraz su verebilir misiniz?”
Dede “İçeri gel” dedi.
—Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var…”
Adam sordu :
– “Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?”
Dede “Tabii…” dedi.. ” çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kase bulacaksın…”
Bunun üzerine adam kapıdan girdi… Biraz yürüdükten sonra sağ tarafta çeşmeyi buldu.. Adam çeşmeden köpek de oracıktaki kâseden doya doya içerek susuzluklarını giderdiler… Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu :
– “Su için çok teşekkür ederim… Peki burası neresi..?”
Dede “Burası cennet” dedi…
Bunu duyan adam şaşırdı :
– “Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler…”
Dede “Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?” dedi… “Ama orası Cehennem.”
Adam iyice şaşırmıştı:
– “Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?”
Dede gülümsedi :
– “Kızmıyoruz… Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet’ten uzak tutuyorlar.”

Bir acelesi olduğunu, onu görür görmez anlamıştım. Sağanak halinde yağan yağmura aldırış bile etmiyor ve bükülmüş haline rağmen sağa sola koşuyordu. Yanına sokularak:

Bir Cevap Yazın