Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
KULAK KİRİ (BUŞON) VE KULAK ÇUBUKLARI KULLANMALI MIYIZ? | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

KULAK KİRİ (BUŞON) VE KULAK ÇUBUKLARI KULLANMALI MIYIZ?

Dış kulak kıl folikülleri (keseleri) ve cerumen denilen salgıyı üreten bezlerle doludur. Bu tüyler ve salgı, dışardan gelen tozu ve yabancı maddeleri tutar, kulağa girmelerini önler. Böylece kulağın hassas mekanizmasını korur. Normalde biriken az miktar salgı (kir) kulağın girişine doğru ilerler ve düşer ya da yıkanma sırasında alınır.

Belirtiler

– Kısmi işitme kaybı

– Bir veya her iki kulakta zil sesi

– Kulak ağrısı

– Kulak veya kulaklar tıkanmış hissi duymak.

Kanalda yeni salgı yapılır ancak bazı kimselerde aşırı miktarda salgılama olur. bu salgı fazlası sertleşir ve kulak kanalını tıkar. işitme kaybının en yaygın sebeplerinden biri ve her yaşta görüleni salgı tıkamasıdır.

Teşhis

Eğer haftalar veya aylar boyu artan işitme kaybınız varsa kulakta doluluk hissi, kulak ağrısı ve kulakta zil sesi duyuyorsanız doktora gidin. İlk yapacağı iş kulakta salgı tıkaması (kir) aramaktır.

Tedavi

“Dirsekten küçük hiçbir şeyi kulağa sokma” diye bir söz vardır. Kulak kanalı çok hassastır, pamuklu kulak temizleyicisi, tokalar, bükülmüş kağıt parçaları gibi maddelerle karıştırılırsa kolayca zarar görebilir. Ayrıca, bunlar ekseriyetle problemi çözmez kiri çıkarmaz ancak kanalı zedeler. Birikmiş salgıyı (kiri) çıkarmanın daha iyi yolları vardır.

Normal bir kulakta birkaç damla bebek yağı, (baby oil) mineral yağı veya gliserin bir damlalıkla kulağın içine damlatılınca, kuru salgı yumuşar. Üç beş gün boyu günde iki defa birkaç damla kullanılır.

Kurumuş salgı (kir) yumuşayınca birkaç metotla çıkarılabilir. Doktorunuz ya yıkama yoluyla kuru salgıyı çıkaracaktır veya küret (kaşık şeklinde kazıma aleti) denen bir aletle kazıyacaktır. Bazen de emici bir cihazla onu çeker.

KULAK ÇUBUKLARINI KULLANMALI MIYIZ?

 

Q-tips, Polonya asıllı bir Amerikalı olan Leo Gerstenzang tarafından 1920’de icat edilmiş. Leo’ nun güzel ve titiz karisi her banyodan sonra bebeğinin kulaklarını kürdana sardığı ufak bir pamuk parçasıyla temizlermiş, fakat en büyük problem kürdanın kırılıp veya pamuğun çıkıp kulak içinde kalmasıymış.

Hele hele bir gün annenin yanlış bir hareketi sonucu bebeğin kulağında zedelenme ve kanama olunca, Leo daha az riskli bir temizleyici yaratmayı aklına koymuş. Derken bildiğimiz pamuklu çubuğu bulmuş. icat ettiği bu nesneye de İngilizce’deki Quality (Kalite) kelimesinin bas harfini koyarak “Q-tips” (Kaliteli Uçlar) adını vermiş. Gel gelelim, Leo Bey böyle bir icatla iyi mi yapmış, kötü mü, biraz bunu tartısalım. önce halk arasında kulak kiri olarak bilinen salgının ne olduğundan bahsetmek gerekir. Kulak üç kısımdan oluşur: Deriyle kaplı olan ve yağ bezleri içeren dış kulak yolu, işitmemizde önemli bir basamağı oluşturan çekiç, örs, üzengi kemikçiklerini içeren orta kulak ve sesin algılanıp beyne elektrik sinyalleri olarak iletilmesini sağlayan salyangozun yer aldığı iç kulak. Dış kulak yolundaki yağ bezleri tarafından üretilen ve deri döküntülerini de içeren kulak kiri, dış kulak yolu derisini sudan ve iltihaptan koruyan, dış ortamdan gelen tozun ve diğer partiküllerin kulağın daha iç kısımlarına gitmesini önleyen bir tabaka oluşturan faydalı bir salgıdır; asla çocuğumuzun sandığı gibi utanılacak, pis, iğrenç bir materyal değildir. Seümen veya wax (mum) da denilen kulak kirinin içeriği ve miktarı kişiden kişiye değişir.Genellikle iki tip kulak kiri vardır: Islak ve kuru. Kuru tip genellikle Asya kıtasında yasayanlarda görülmekteyken, ıslak (yani yağ oranı fazla) tip ise özellikle Bati Avrupa’dakilere özgüdür. Kulak kirinin az üretilmesi enfeksiyon riskini artırır, fazla üretilmesi de tıkaç oluşumu ve buna bağlı işitme kaybı, tıkaç arkasında biriken materyalin en fekte olması gibi riskler taşır. Normalde kulak kiri, dış kulak yolu derisinde yer alan kıllar tarafından içeriden dışarıya doğru taşınarak vücut dışına atılır. Ancak dış kulak yolu doğuştan dar olan veya geçirilen herhangi bir kaza veya ameliyat sonrasında daralmış olan kişilerde bu işlem yavaşlar.

Q-tips vb. cisimlerle kulak temizleme alışkanlığı olanlarda ise bu mekanizma bozulup kiri dışarı yönlendiremez ve tıkaç oluşumuna yol açar.Tıkaç oluştuğunda işitme kaybı, kulakta ağrı, anormal ses veya çınlama,yabancı cisim hissi ve bizlere en sik başvurma nedeni olan yüzme veya banyo sonrası kulakta tıkanıklık şikayetleri ortaya çıkar. KBB doktorlarının hastalarına söyledikleri ünlü bir söz vardır:

“Kulağınıza dirseğinizden daha küçük bir şeyi asla sokmayınız!”

Her gün poliklinik ve muayenehanelerimizde Q-tips, saç tokası, örgü şişi,tığ, araba anahtarı veya kendi icat ettikleri herhangi bir cisimle (bir keresinde İzmir’de çalıştığım üniversite hastanesi polikliniğinde mıh denebilecek büyüklükte bir çivinin başını biraz değiştirerek ederek bu amaçla kullanan bir hastayla karsılaşmıştım) kulak kirlerini temizlediklerini ifade eden fazla titiz (!) hastalarla karsılaşmaktayız.

Bizler de bu kişilerin kiri içeri itip biriktirerek tıkaç oluşumuna yol açtıklarını, dış kulak yolu derisini yırtıp kanattıklarını görmekte; bu yırtık bölgesinden giren bakteri ve mantarların yarattığı,çok şiddetli ağrıyla giden dış kulak yolu enfeksiyonlarını, temizleme işlemi sırasında fazla çaba veya kazayla birisinin çarpmasına bağlı oluşan kulak zarı yırtıklarını ve bunun yol açtığı kronik orta kulak enfeksiyonlarını tedavi etmekteyiz. Bilimsel makalelerde kuru kulak kiri tipine sahip Japon halkının, bizimkinden farklı olan pamuksuz ve ucu ufak bir kaşık gibi olan çubuklarla kulak kirlerini temizlemeye çalışırken çok sik olarak kulak zarını yırtmakla kalmayıp, çekiç- örs-üzengi kemikçiklerini de kırıp dışarı çıkardıklarını (!) okumaktayız.

Nasıl temizlenmeli?

Peki öyleyse kulağımızı nasıl temizleyeceğiz diye sorabilirsiniz. Kulak kiri, kulağı korumakla görevli normal bir salgı olarak kabul edilmeli ve temizlik işi kulağa bırakılmalıdır. Tozlu ortamlarda çalışanlar kulak tıpaları kullanarak, dış kulak yoluna toz kaçmasını önleyip kulağın isini hafifletebilirler. üzerine deri döküntüleri, toz ve partiküller yapışmış olan kir, zamanla dışarı atılacak, siz de dış kulak yolu girişine gelen
bu materyali havlu kenarı veya işaret parmağınızla doladığınız bir parça pamukla oradan alabileceksiniz. Eğer kulak zarınızın yırtık veya delik olmadığından eminseniz, haftada bir kez banyo öncesi birkaç damla gliserin veya bebe yağını kulağınıza damlatmak da uygulanabilecek metotlardan biridir. Sonrasında o kulak üstte olacak şekilde bir süre yan yatıp,ardından altına havlu koyarak diğer tarafa yatarsanız, yumuşayan kulak
kirinizin kendiliğinden dışarı aktığını göreceksiniz

Diğer yöntem:

Başka bir metot ise 6 ay-l yıllık aralarla düzenli olarak bir Kulak-Burun-Boğaz doktoruna başvurarak kulaklarınızı temizletmektir. Halk arasındaki yanlış bir inanışa göre “Kulak bir kez temizlendi mi,alışkanlık yapar, devamlı temizlenmesi gerekir”.

Sık kulak temizletenlere sorulsa, mutlaka hepsi Q-tips vb. kullanan ve tıkaç oluşumuna kendileri yol açan kişilerdir. Yani kulak temizletmek bir alışkanlığa yol açmaz, tam tersi yanlış bir alışkanlık sık kulak temizletme ihtiyacını doğurur!

Ancak yukarıda belirtilen şikayetler ortaya çıktıysa, bir kulak  tıkacınız var demektir. Q-tips vb. Cisimleri kullanarak bunu çıkarmaya asla çalışmamalı, temiz (!) olacağım diye kulağınıza hasar verebileceğinizi unutmamalı ve en kısa sürede bir bilene başvurmalısınız. Evet, simdi tekrar düşünürsek, sizce Leo Bey iyi bir şey mi icat etmiş, yoksa kötü bir şey mi?

 

Bir Cevap Yazın