Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the wp-pagenavi domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
KANSER VE ŞEKER | Niyazi KAPTAN

Kişisel Web Sitesi

KANSER VE ŞEKER

Kanserin hücrenin yanlış beslenmesinden ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Üstelik bunu da en çok sevdiği yiyeceği bol bol tüketerek kendimiz yapıyoruz.

Kanser hücresini besleyen en önemli yiyeceğin şeker olduğu ise ispatlanmıştır

Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg’un buluşunu öğrenir. 1930’lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi

kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur. Bu, o kadar önemli bir buluştur ki, Otto Warburg’a Nobel ödülü kazandırmıştır. Otto Warburg’a göre

kanserin bir temel sebebi vardır. Bu da, vücudun normal hücrelerinin oksijenli solunumunun, oksijensiz – an aerobik-hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.

Buluş bize başka neleri anlatmaktadır? Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç

duyar; Kanser hücreleri oksijenden kaçınır. Oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.

Hasta hücreler aç kalsın

Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır. Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini

talep etmektedir. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar.

Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa. .. Bu ziyan

sendromuna kaşeksi denir. Kaşeksi, ‘vücudun proteinlerden yeniden glikoz yapımı’ işlemiyle, şeker elde etmesidir. Bu şeker kanseri besler. Vücut sonunda,

kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker. Terapilerin hiçbirinde şekere de izin verilmez çünkü şeker kanseri beslemektedir.

TATLANDIRICI ÇÖZÜM MÜ ?

Kanser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de vardır. Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten kaçınır. Kanser, çiğ yiyeceklerdense

pişmiş yiyecekleri sever. Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok etmektedir. Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkarmayın.

Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değil. Tatlandırıcıları n da vücuda ciddi zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlandı. Örneğin, Amerikan

Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), sakarin içeren her türlü gıda maddesinin üzerine Sağlığa zararlıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır’

ibaresinin konmasını şart koştu. Aslında Nobel Tıp Ödülünü alan Alman Otto Warburg yıllar önce (1931) kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerden farklı bir

metabolizmasının olduğunu ve şekerin kanserli hücreleri beslediğini göstermiştir. Aşırı şekerli gıdalar yemek insülin direncine yani hiperinsülinizme yol açar. Hiperinsülinizm, insüline benzer büyüme faktörü bağlayıcı protein-1 ve -2 sentezini azaltarak serbest IGF-1 düzeyini artırır. Yani hücre üremesini

kontrolsüz bir şekilde artırarak kansere neden olur.

Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir:

BUNLARI YAPMAYIN

Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren yiyecek ve içecek tüketmeyin.

Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.

Streslerden uzak durun, iyi uyuyun

Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.

Alkol kullanmayın

İşlenmiş soya ürünü yemeyin.

Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca

kanserojen  ihtiva eder.

Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.

TAVSİYE EDİLENLER

İnsülin direncini yenin.

Sebze ve meyve yiyin

Yeterli omega-3 alın

Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden zengin gıdalarla      beslenin.

Günde iki diş sarımsak tüketin.

Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin

Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!)

D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin

Yeteri derecede egzersiz yapın

Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo   fırınlar da kullanılabilir.

Toprak, cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere sonraki  tercihlerdir.

Bir Cevap Yazın