GASTRİT VE ÜLSER
Hastaların genel olarak midede ekşime, yanma ve ağrı şikayetleri ile tarif ettikleri gastrit, mide iltihabı ile eş anlamlı kullanılan bir terimdir. Gastrit, midenin en iç tabakasında teşkil eden mide mukozasının iltihabi bir reaksiyonudur. Mide mukozasında çok zaman bölgesel veya yaygın bir kızarıklık şeklinde görülür. Çok sık rastlanılan gastritin kadın ve erkeklerde görülme oranı hemen hemen eşittir.
Gastritin,Nedenleri
Çok çeşitli nedenler sonucu ortaya çıkan gastrit, beslenme alışkanlıkları da dahil olmak üzere alkol, sigara, çeşitli ilaçlar, vs.. etkenlerle ortaya çıktığı gibi Helicobacter Pylori adı verilen bakteri ve stres sonucu da ortaya çıkmaktadır. Alkol ve kötü beslenme alışkanlıkları direkt olarak mide mukozasını tahriş ederek gastrite neden olabilir. Stres ve nikotin de mide siniri olan Vagus’un uyarılması sonucu fazla asit salgılanmasıyla gastrite neden olur. Son yıllarda ise gastrit ve mide ülserinin nedeni olduğu iddia edilen Helicobacter Pylori adı verilen bir bakteri tespit edilmiştir. Gastrit şikayeti olan hastaların % 60’ında bu bakteri tespit edilmiştir.
Stres ve beslenme alışkanlıkları ile yakın ilişkili olduğu kabul edilen ülserlerin, son yıllarda Helikobakter pylori (Helicobacter pylori) adı verilen bir mikrop (bakteri) tarafından meydana getirildiği ve antibiyotik tedavisi ile bu hastalığın tedavi edilebileceği üzerinde yoğunlaşılmıştır. Ancak yapılan çalışmalar ve alınan sonuçlar bu bakterinin çevremizde çok yaygın olarak bulunduğunu ve tedavi edilse bile çok kısa sürede tekrar vücuda girdiğini göstermiştir. Sonuçta tek başına bu bakterinin ülser nedeni olmadığı kabul edilmektedir.
Ülserler genelde duodenumun (ince bağırsağın ilk bölümü) başlangıcında, midenin çıkışında gelişirler. Midede daha nadiren gelişmektedirler. Her iki durumda da ülser gelişen bölümdeki dokular, mide asidine karşı duyarlı hale gelirler. Kesin tanı endoskopik inceleme (gastroskopi) ile konur. Ülserler kendiliğinden kaybolabilir ve tekrar gelişebilir. Aktif durumda olduklarında, yemek yemekle kaybolan ağrılara neden olurlar. Ağrının yanı sıra ağızda ekşime, yanma gibi hoş olmayan şikayetlere de neden olabilirler.
Klasik tedavide bir çok ilaç kullanılmaktadır: antrasitler, yüzeyi kaplayıp koruyan ilaçlar, spazm gidericiler ve en sık olarak da midenin asit üretimini engelleyen ilaçlar.
Aşağıdaki öneriler ülserli hastaların tedavilerine yardımcı olarak kullanılabilir:
– Kafeinli veya kafeinsiz her türlü kahveden ve tüm kafein içeren besinlerden uzak durun. Alkol, sigara kullanmayın.
– Aspirin ve benzeri ilaçlardan ve non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlardan (naproksen içerenler, diklofenak içerenler gibi) uzak durun. Ağrı kesici olarak asetaminofen (acetaminophen) grubu ilaç kullanın.
– Çay yerine nane çayı için.
– Size süt içmeniz önerilse de kesinlikle içmeyin, çünkü süt mide asit salgısını arttırır.
– Daha sık ancak daha az yemek yiyin. Uzun süre midenizin boş kalmamasına dikkat edin.
– Sarısabır (Aloe vera) suyu içebilirsiniz. Bu ülserin iyileşmesine katkıda bulunur. Ancak yüksek dozda kullanıldığında ishale neden olur. Bu nedenle her yemekten sonra 1 çorba kaşığı alınabilir.
– Bal, ülser tedavisinde kullanılabilen en etkin ilaç ve yiyeceklerden birisidir. Her yemekten sonra 1 çorba kaşığı çiçek balı yendiğinde ve buna 6 ay süresince devam edildiğinde hastaların %96’sında nedbe dokusu bırakmadan tam bir iyileşme olduğu gözlenmiştir. Ayrıca tedaviye başladıktan bir kaç gün sonra hazımsızlık, ağrı ve yanma – ekşime gibi şikayetler ortadan kalkmaktadır.
– Stres ve sıkıntıdan uzak bir hayat yaşamaya çalışın.
DÜŞÜK TANSİYON (HİPOTANSİYON) GRİP HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ