SAHTE ŞIH
Türkmen evine cübbeli, sarıklı, uzun sakallı bir şıh misafir geldi.
Buyur ettiler, köylülerle birlikte odaya aldılar, köylüler ne keramet edecek diye ağzının içine bakarken, şıh arada bir irkilir gibi yapıp “Hoşt” diyordu…
Köylüler bunun bir keramet olduğunu anladılar ama ne kerameti olduğunu anlayamadılar, merakla sordular: “Ya şıh hazretleri nedir arada hoşt dediğin?”
Şıh: “Bir köpek Kâbe’nin duvarına işeyecek gibi niyetleniyor, onu görüyorum, tabii ki hoşt diye kovalıyorum…”
Köylülerin itikadı bir iken bin oldu…
Olanları kapının eşiğinden dinleyen evin hanım ağası sofrayı hazırladı, herkesin önüne üzerinde et olan pilav geldi…
Şıhın tabağında sadece pilav vardı…
Şıh bir süre etsiz tabağa baktıktan sonra, kapıda beliren hanım ağaya “Benim tabağımda et niye yok, bunun bir sebebi var mıdır ey hatun?” diye sordu…
Hanım ağa yaklaştı, tabağı ters çevirdi, onun etlerini pilavın altına koymuştu… Pilavın altında etlerin gözükmesiyle elindeki kepçeyi şıhın kafasına indirdi:
“Ulan deyyus tabağındaki eti göremedin de, Kâbe’deki iti mi gördün?”
YARDIMSIZ BAŞARI, ZAFERİN TA KENDİSİDİR! (ÇOCUK TERBİYESİNİN ÖNEMİ) YILDIZ PARKI-BEŞİKTAŞ,İSTANBUL