Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gotmls domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/vhosts/niyazikaptan.com.tr/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
Şubat | 2013 | Niyazi KAPTAN | Page 62

Kişisel Web Sitesi

Şubat, 2013

DAĞ BAŞINDAMI, ŞEHİRDEMİ DAHA KOLAY?

İki kardeştiler. Biri köyde çobanlık yapmayı tercih ederek diyordu ki: Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok kötü. İyisi mi, ben köyün çobanlığını yapayım, günahlardan uzak kalayım. Diğeri ise şehre gitti. Bir mahallede küçük bir tamir kulübesi açıp başladı ayakkabı tamirine. Çoban dağda koyunları, keçileri otlatıyor, hiçbir namazını kaçırmıyor, hiçbir şekilde de namahreme […]

BU DA GEÇER YA HU!

Dervişin biri, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bir köye ulaşır. Karşısına çıkanlara kendisine yardım edecek, yemek ve yatak verecek biri olup olmadığını sorar. Köylüler kendilerinin de fakir olduklarını, evlerinin küçük olduğunu söyler ve Şakir diye birinin çiftliğini tarif edip oraya gitmesini tavsiye ederler. Derviş yola koyulur, birkaç köylüye daha rastlar. Onların anlattıklarından Şakir’in bölgenin […]

BÖYLE SULTANA BÖYLE KADI

Hızır Bey, İstanbul kadısı ve belediye başkanı olarak vazifeye başladıktan bir müddet sonra, bir Hıristiyan mimar geldi. Hızır Beyi buldu. Kadı efendiye hâlini arz edip, padişah Fatih Sultan Mehmed Han’dan şikâyetçi olduğunu söyledi. O zamanlar, Avrupa ülkelerinde değil kralı mahkemeye vermek, aleyhinde konuşmak bile, bir insanın kendi hayatından olması demekti. O günlerde, İspanya’da Hıristiyanlar, binlerce […]

BİZ DİRİLTİRİZ BİZ

Ahmed-i Namıki Cami Hazretleri, Herat’ta bulunduğu sırada bir gün Abdullah-i Ensârî’nin konağına davet ettiler. Ahmed Cami’nin hizmetçisi, yola çıkmaları için ayakkabılarını önüne koydu. Ahmed Cami hazretleri; “Bir saat beklememiz icap ediyor. Bir iş var.” buyurdu. Beklediler. Bir saat sonra, bir Türkmen, hanımı ve yanlarında 12 yaşlarındaki oğulları ile geldiler. Çocuğun babası; “Efendim! Allahü teâlâ bize […]

BİR DELİYE BİR VELİ ROLÜ

BİR DELİYE BİR VELİ ROLÜ Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinler. Hemen hepsi de hanımından şikâyette bulunmaktadırlar ancak Ebu Müslim’de şikâyet filan yoktur. Derler ki:          – Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi? Omuzlarını silkerek cevap verir: – Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli! – Öyle ise […]

BESMELENİN FAZİLETİ

Saliha bir kadının, münafık ve cahil bir kocası vardı. Bu kadın ” Bismillahirrahmanirrahim ” diye besmele çekmeden, hiçbir işine başlamazdı. Kocası, onun bu haline kızar, kadıncağıza yapmadığı eziyeti bırakmazdı. O saliha kadın ise, kocasının eza ve cefalarına sabreder ve onun doğru yola gelmesi için Allah’a dua ederdi. Bir gün, kadının kocası iyice öfkelenmişti. Karısına yapacağı […]

AT HIRSIZI

Bir hırsız geceleri at çalıp satardı. Ömrünü böyle heba ederdi. Bir defasında da, bulunduğu şehrin en büyük âlimi ve evliyasının atını çalmak için ahırına girmişti. Tam atı çözüp götüreceği sırada, ahırın duvarı yarılıp, içeriye bir nur yayıldı. Bu nur içinde, iki nur yüzlü zat gözüktü. Hırsız bu hali görünce, kendini hemen at gübrelerinin arasına atıp […]

ALLAH’TAN UTANANDAN HER ŞEY UTANIR

Maruf-ı Kerhi’nin bir dayısı şehrin Valisi idi. Vali, bir gün şehrin kenar mahallelerini dolaşıyordu. Maruf’u bir kenarda oturmuş ekmek yerken gördü. Önünde de bir köpek vardı. Bir lokma kendi yiyor, bir lokma da köpeğin ağzına veriyordu. Dayısı, – Köpekle birlikte yemeğe utanmıyor musun dedi. Maruf; Utandığım için bu zavallıyı yediriyorum dedi ve başını kaldırıp havadaki […]

ALLAH NASIL MİSAFİR EDİLİR?

Musa Aleyhisselâmın ümmeti: — Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (haşa) yemekten, içmekten ve mekândan münezzehtir» diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmemelerini tembihledi fakat Musa Kelîmullah Turu Sina’ya çıkıp, bazı münacatta bulunmak istediğinde, Allah […]

AHDE VEFA

Hz. Ömer arkadaşlarıyla sohbet ederken, huzura üç genç girerler, derler ki: -Ey halife, bu aramızdaki kişi bizim babamızı öldürdü ne gerekiyorsa lütfen yerine getirin. Bu söz üzerine Hz. Ömer suçlanan gence dönerek: -Söyledikleri doğrumu diye sorar. Suçlanan genç derki evet doğru bu söz üzerine Hz Ömer: -Anlat bakalım nasıl oldu diye sorar. Bunun üzerine genç […]

Previous Posts Next posts