Kişisel Web Sitesi

SULTAN ALPARSLAN’IN İBRETLİK ŞEHADETİ

Malazgirt Meydan Muharebesini eşsiz dehası ve büyük komutanlık vasıflarıyla kazanan Sultan Alparslan ertesi yıl yönünü tam ters istikamete, doğuya çevirmişti. 100.000 kişilik ordusuyla Türkistan üzerine belki oradan da Çin üzerine gidecekti. Selçuklu Orduları fetihler yaparak ilerliyor ve gittikçe kuvvetlenerek hedeflerine yaklaşıyorlardı. Önlerine kendilerini durduran ve ilerlemelerine mani olan Ceyhun Nehri kenarındaki Berzam Kalesi çıktı. Kale komutanı gaddarlığı ve acımasızlığı ile ünlü Yusuf Harizmi’ydi. Çok sert önlemlerle savunma yapıyor ve teslime yanaşmıyordu. Süre uzayıp kayıplar artınca vahşiyane bir plan yaptı. Eşi ve çocuklarının Alparslan’ın eline geçmesini istemiyordu. Gece geç vakitlere kadar eğlence yapıldıktan sonra eşi ve üç çocuğunun boğazlarını keserek öldürdü ve onları öldürdüğü bıçağını da çizmesine sakladı.

Ertesi gün teslim oldu ve askerler kendisini Alparslan’ın huzurun getirdiler. Sultan buna benzer durumlarda, teslim olan komutan veya İmparator’ları affetmesiyle bilinirdi. Büyük ihtimal ile Yusuf Harizmi’yi de affedebilirdi. Ona “ Neden bu kadar kan dökülmesine izin verdin, daha önce teslim olsaydın ya?” dedi. Alparslan’ın nazik ifadelerine o sert cevaplar veriyor ve hakaretler ediyordu. Sultan, eşi ve çocuklarına karşı işlediği vahşi cinayetlerinden haberdar değildi. Onun bu uzlaşmaz tavrına karşı Alparslan sinirlendi: “ Bağlayın şunun el ve ayaklarını” dedi. Yusuf Harizmi hakaretlerini arttırdı ve bir ara “ Ne o, benim gibi bir esirden korkuyor musun” deyince. Alparslan ayağa kalkarak “ Çözün, bırakın şu haini” diyerek ayağa kalktı. Bağlarından kurtulan komutan saldırıya geçtiği anda Alparslan’da yan tarafındaki yay ve okunu alarak rakibine attı ama ilk defa bu mesafeden attığı ok hedefini bulamadı. Rakibi, avına atlayan bir erkek arslan misali, çizmesindeki bıçak ile önce önüne geçen bir adamını, ardından da tarihin ender yetiştirdiği böyle yiğit bir cengâveri ağır yaraladı. Yere düşen yaralı Sultan aya kalktı fakat doğrulamadan tökezleyerek düştü ve hain de üzerine atılarak öldürücü darbeyi indirdi.

Yusuf Harizmi’yi hemen orada üzerine çullanan onlarca asker öldürdü ama tarihin seyrini değiştirebilecek eşsiz bir komutan, dahi bir Sultan aldığı yaraların tesiriyle daha 43 yaşındayken, 4 gün sonra şehit oldu.

Alparslan ölmeden önce vasiyetini yazdırdı. Sultanlara, komutanlara, idarecilere ve gücüne güvenerek gurura kapılan herkese ibret olacak şu sözleri söyledi: “ Şahit olunuz! Ben bu sefere çıkmadan önce muazzam ordumun resmigeçidini izledim. 100.000 kişilik bu devasa ordumun önünde kim durabilir. Bu gücüme, kuvvetime hangi kuvvet dayanabilir. Ben bu orduyla Çin’i bile zapt edebilirim diiyerek gurura kapıldım. Ben bu güne kadarki savaşlarda hep Rabbime sığınır, secdelere kapanırdım fakat bu sefer ordumun üstünlüğüne kapıldım. İşte bu gurur sebebiyle Cenab-ı Hak en aciz bir kulu ve kölesiyle beni cezalandırdı. Şahit olunuz! Ben bu gururumdan dolayı tövbe ediyorum.” Sultan, cezanın nereden ve niçin geldiğini biliyor, kendisinden sonra gelenlerin de ibret almaları için ölmeden önce vasiyeten tüm insanlığa ilan ediyordu.

Daha bir sene önce aynı Sultan, 40.000 kişilik ordusuyla 150.000 kişilik Bizans ordusunu perişan etmiş ve İmparatorunu esir almıştı. Büyük bir tevazu göstererek de affetmiş ve salıvermişti. Savaştan önce ise Rabbi karşısında secdeye kapanmış “ Ya İlahi! Senin önünde secdeye eğiliyorum! Senin gücünün ve azametinin karşısında acziyetimi belirtiyorum! Niyetim halistir, şayet halis ise beni muzaffer eyle! Şayet niyetimde en ufak bir garaz, en küçük bir samimiyetsizlik var ise beni kahret!” demiştir.

Bir Cevap Yazın